DEM Parti Kadın Meclisi: Hiçbir hak mücadele etmeden kazanılmamıştır

Ankara'da 21 Temmuz'da düzenlediği toplantının sonuç bildirgesini yayınlayan DEM Parti Kadın Meclisi, "Her mahallede, her köyde, her fabrikada, her okulda kadın özgürlükçü paradigmamızı inşa etme sorumluluğunu üstlenmek durumundayız. Bugüne kadar hiçbir hak, mücadele etmeden kazanılmamıştır" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, 21 Temmuz'da Ankara'da gerçekleştirdiği toplantının sonuç bildirgesini yayınladı.
Rojava Devriminin yıldönümüne dikkat çekilen açıklamada, "Dayanışma, kararlılık ve direnişle inşa edilen Kuzey ve Doğu Suriye'de kurulan yeni yaşam, tüm dünya halklarına özgür ve eşit bir model sundu. Rojava Devrimini sahipleniyor, bu uğurda yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anarak, kazanımlarımızı büyütme sözünü veriyoruz" denildi.
"Ortadoğu'da emperyalist güçlerin bölgedeki gücü İsrail, sadece askeri değil aynı zamanda açlık ve susuzlukla Filistin halkını imha politikalarını sürdürüyor. İsrail eliyle Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme girişimleri sürüyor. Bugün İsrail'in bölgede yarattığı tehlike, Suriye'de geçici hükümete bağlı IŞİD zihniyetindeki çetelerin Alevi kadınlara, Dürzi halklara yönelik saldırıları katliam boyutuna gelmiştir" denilen açıklamada, çetelerin saldırılarında yüzlerce kadının katledildiği, kaçırıldığı ve her türlü şiddete maruz bırakıldığı kaydedildi.
'ALEVİ VE DÜRZİLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Her defasında farklı topluluklara saldırarak Rojava'yı kuşatmaya yönelik gerçekleştirilen bu saldırılar karşısında Alevi kadınlarla, Dürzi halklarla dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bundan 13 yıl önce Rojava'da ortaya koyduğumuz Jin Jiyan Azadî felsefesi etrafında kenetlenerek nerede olursa olsun kadına yönelik şiddet ve katliamlar karşısında mücadelemizi büyüteceğiz."
'TEMEL UNSURLARDAN BİRİ DE BİZ KADINLARIZ'
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısı ve sonrasında yaşananlara işaret edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Değişim ve dönüşüm dönemi olarak tanımlanan bu sürecin temel unsurlardan biri de biz kadınlarız. Kadın Meclisimiz çağrının yapıldığı ilk günden bugüne, geçmiş barış süreçlerinden edindiği deneyimlerle çalışmalarına başlamıştır. Çağrının anlamı biz kadınlar açısından aynı zamanda kadına yönelik şiddete, yoksulluğa karşı mücadelenin büyütülmesi, demokrasi, eşitlik ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması, kadın özgürlükçü paradigmamızın inşasıdır."
'BARIŞA, ADALETE, ÖZGÜRLÜĞE EN FAZLA KADINLARIN İHTİYACI VAR'
Barışa, özgürlüğe, adalete, eşitliğe ve demokrasiye en fazla kadınların ihtiyacı olduğu belirtilen açıklamada, "Biliyoruz ki ilan edilen 'Aile Yılı' projesi, toplumsal cinsiyet kavramının eğitim müfredatından çıkarılması, kadın cinayetlerinin cezasızlık politikalarıyla ödüllendirilmesi, esnek çalışma adı altında emek sömürüsünün ve kadın yoksulluğunun derinleştirilmesi savaş siyasetinin doğrudan parçasıdır. Bu süreç aynı zamanda kadın özgürlük mücadelemizin kazanımlarının korunması ve büyütülmesi mücadelesidir" ifadeleri kullanıldı.
'HİÇBİR HAK, MÜCADELE ETMEDEN KAZANILMADI'
Bu topraklarda yaşayan her kesimden, her halktan, her inançtan kadınlarla bir araya gelmeye devam edileceği belirtilen açıklamada, "Bu sürecin başarıya ulaştırılması açlığa mahkum edilen, emeği sömürülen, geleceği çalınan, toprağı ve yaşam alanı elinden alınan, şiddete maruz kalan her bir kadının ve LGBTİ+ların bu süreci sahiplenmesi, bir araya gelmesi ve mücadele etmesiyle mümkündür. Kadın dayanışmasını büyüterek, deneyimlerimizi kolektifleştirerek, kendi özgücümüzü, öz örgütlülüklerimizi ve öz savunmamızı büyüterek bugünü ve geleceği kazanabiliriz. Her mahallede, her köyde, her fabrikada, her okulda kadın özgürlükçü paradigmamızı inşa etme sorumluluğunu üstlenmek durumundayız. Bugüne kadar hiçbir hak, mücadele etmeden kazanılmamıştır" denildi.
Açıklama, şöyle son buldu: "Emeğimize, bedenimize, kimliğimize, yönelen saldırılar kendiliğinden sona ermeyecektir. Sözümüz, eylememiz, direnişimizle bugünlere geldik, bundan sonra da mücadele ve direnişle geleceği inşa edeceğiz. 3 Ağustos Êzidî Soykırımı ve Kadın Kırımı Gününde, Ortadoğu'da tüm bu yaşanan savaş politikalarına karşı kadınların barış mücadelesini yükseltecek, adil, onurlu ve kalıcı bir barışı inşa etmek için 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne eylem ve etkinliklerle hazırlanacağız."