27 Temmuz 2025 Pazar

Tarihi Birkleyn Mağarasının yanına kalker ocağı projesi

Tarihi Birkleyn Mağarasının olduğu alanda yapılmak istenen kalker ocağına karşı açıklama yapan Amed Ekoloji Meclisi bu projenin ekosistemi yok edeceğini, yer altı sularını kirleteceğini ve halkın mera alanını ve geçim kaynaklarını gasp edeceğinin altını çizdi. Açıklamada, bu projeden derhal vazgeçilmesi istendi. 

Amed Ekoloji Meclisi, Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Korxa kırsal mahallesinde, Karayolları Genel Müdürlüğü 8. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan "Kalker Ocağı, Mekanik Plent ve Kırma Eleme Tesisi" çalışmasına karşı açıklama yaptı.

Birkleyn Mağarasındaki dinlenme tesisinde bir araya gelen çok sayıda kişi kalker ocağı ve kırma tesisinin çalışmalarının yapıldığı alana doğru yürüyüşe geçti. Kitlenin yola koyulmasıyla beraber bölgeye jandarma sevk edildi. Çalışmanın yapıldığı alan gelen halk çalışmayı yürüten şirket sahiplerine tepki gösterdi. Jandarma gözaltı tehdidi karşısında halkın geri adım atmaması üzerine gözaltı tehdidi sonuçsuz kaldı. Çalışmanın yapıldığı alana ulaşan kitle burada basın açıklaması yapmak istedi. Ancak jandarma, basını engellemeye ve ekipmanlarına el koymaya çalıştı. Tepkiler üzerine jandarma, engelleme girişiminden vazgeçti. 

'BU PROJE EKOSİSTEMİ PARÇALAYACAK, YER ALTI SULARINI KİRLETECEK'
Amed Ekoloji Meclisi Eşsözcüsü Sabri Kılıç, doğayı, yaşamı, tarihi ve kültürel mirası yok sayan projenin durdurulması çağrısında bulundu. Yaklaşık 250 dönümlük bir alanda planlanan kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi için "ÇED gerekli değildir" kararı verildiğini ifade eden Kılıç, "Bu karar, yalnızca doğaya değil; bölgenin hafızasına, ortak yaşamına ve kültürel sürekliliğine yönelik ağır bir tehdit oluşturmaktadır. Söz konusu proje alanı, bölge halkının yüzyıllardır mera olarak kullandığı, tarımsal üretim ve hayvancılık için yaşamsal öneme sahip bir alandır. Bu alan, aynı zamanda tarihi Birkileyn Mağaralarının tam üzerinde yer almakta olup, tarihi ve kültürel değerleri hiçe sayan bir müdahaledir. Ekoloji Meclisi olarak altını çiziyoruz, bu proje yalnızca taş çıkarmakla kalmayacak, ekosistemi parçalayacak, yer altı sularını kirletecek, halkın mera alanını ve geçim kaynaklarını gasp edecek, toz ve gürültü ile insan ve doğa yaşamını tehdit edecektir" ifadelerini kullandı.

'DOĞAMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bölge halkının rızasının olmadığının altını çizen Kılıç, "Bizler, doğanın ve yaşamın yanında saf tutanlar olarak sesleniyoruz, ÇED süreci derhal iptal edilmeli, proje durdurulmalıdır. Mera alanları köylülerin müşterekidir, yok edilemez, tarihi ve kültürel mirasımız betonlaştırılamaz, doğa talanına karşı köylülerle omuz omuza, mücadeleyi büyüteceğiz. Doğamızı savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

AKÇA: SIĞINDIĞIMIZ AĞACIN GÖLGESİNİ YOK ETMEK İSTEYENLERE KARŞIYIZ
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça da, "Birkaç silahın ardına gizlenerek, birkaç hassasiyet bahane edilerek insanların burada ifade özgürlüğünü, doğasını, savunma özgürlüğünü gasp etmeye çalışıyorlar. Biz, bizden sonra gelecek olan nesillerin çocuklarımızın da Birkleyn Mağarası'nın neye benzediğini bilmesini istiyoruz. Şu an altına sığındıkları ağacın gölgesini yok etmek isteyenlerin de yaşam hakkını savunuyoruz. 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'ndan bahsediyoruz. Ama doğamızı korumak zorunda kalıyoruz. Doğamızın sermayeye peşkeş edilmesine izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

'BU VAHİM HATADAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
Amed Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Ahmet İnan da yapılan çalışma kapsamında tarihi Birkleyn Mağarasının yok olma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Devletin kurumlarının, Diyarbakır Valiliği, Lice Kaymakamlığı, Kültür Varlıkları Koruma Müdürlüğü'nün tarihi alanda yaşanan yıkıma sessiz kaldığını kaydeden İnan, şunları söyledi: "Fakat biz yaşam savunucuları, Lice halkı, demokratik kitle örgütleri, halkın belediyeleri, Kent Ekoloji Meclisi ve Amed Barosu olarak bu tarih talanına sessiz kalmayacağız. Şu an gördüğünüz, çalışma yapılan alan, Birkleyn Mağralarının dağ yamacında kalan antik kent ve mezarlık kalıntılarını bulunduran ve saat saat yok edilen bir tarihi birikimidir. Bu kanunsuz talan faaliyetinin acilen durdurulması için hukuki süreç başlattığımızı ve halkın bu yağma son bulana kadar başlattığı haklı eylemselliğinin yanında olacağımızı tüm kamuoyuna duyuruyor ve liyakat sahibi kamu yetkililerini bu vahim hatadan dönmeye çağırıyoruz."

Açıklama slogan ve alkışlarla son buldu.