Siyasi partilerden ortak açıklama: İçeride ve bölgede barış ve demokrasi için direneceğiz

İktidarın antidemokratik uygulamalarına ve savaş politikalarına karşı ortak açıklama yapan siyasi partiler, "Halkın öfkesi ve mücadelesi gün geçtikçe büyüyor. Bizler bu mücadeleyi büyütmeye, Saray iktidarını tarihe göndermek için direnmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Devrimci Parti, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkevleri, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) ve Yeşil Sol Parti, AKP-MHP iktidarının anti-demokratik uygulamalarına ve savaş politikalarına karşı yazılı bir açıklama yayınladı.
İktidarın belediyelere dönük kayyum ve belediye başkanlarını tutuklama adımlarının ardından rejimini tahkim etmede yeni bir aşamaya geçtiği ifade edilen açıklamada, "Son olarak, yetkisi olmayan 49. Asliye Mahkemesi'nin kararına dayanarak CHP'nin İstanbul örgütüne kayyum atanması, iktidarın rakip partilerin kongrelerini ve yöneticilerini hükümsüz kılacak ölçüde keyfi davrandığını gösteriyor. Bu, yalnızca bir partinin tüzel varlığını yok saymak değil; seçme-seçilme hakkını gasp eden, demokratik kazanımları ortadan kaldıran ve toplumsal-siyasal sonuçlar doğuracak açık bir darbedir. Milyonların oyuyla temsil edilen bir partinin iç dengeleriyle oynayarak çatışmaları körüklemek, muhalefeti bölmek ve rejim karşıtı dinamikleri zayıflatmak hedeflenmektedir" denildi.
'KÜRT SORUNUNA DAİR HERHANGİ BİR ADIM ATILMIYOR'
Açıklama, şöyle devam etti: "Öte yandan, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi' adıyla kurulan komisyonda müzakereler yürüten iktidar, aynı zamanda bu sürece katılan partilere aba altından sopa göstermekte, Kürtçe konuşmayı engellemekte ve içerideki-dışarıdaki sıkışmışlığını hileli ve cebri yollarla aşmaya çalışmaktadır. İktidarın 'süreç' anlayışı, hiçbir taahhütte bulunmadan yalnızca PKK'nin feshi ve silah bırakmaya indirgenmiş durumda. Kürt sorununa dair herhangi bir adım atılmıyor, 'kardeşlik ve demokrasi' söylemi ise boşa düşürülüyor."
'İKTİDAR PAYLAŞIM SAVAŞINDAN NEMALANMAK İÇİN SAVAŞ SİYASETİNİ DİRİ TUTUYOR'
Bölgesel düzeyde iktidarın, Ortadoğu'daki paylaşım savaşından nemalanmak için savaş siyasetini diri tuttuğu vurgulanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Suriye'yi Osmanlı'dan kalma ata toprağı gibi sahipleniyor, ülkenin iç dizaynında kendisini yetkili görüyor. Taliban–IŞİD artığı çetelerin yönetime taşınmasına, Suriye'de Alevi ve Dürzîlere yönelik saldırılara, İsrail'in Filistin'e uyguladığı katliama sessiz kalması bu yayılmacı planlarla uyumludur. Bu plan, ABD ile uyumlu biçimde Türkiye sermayesine bölgesel alan açmayı hedeflemektedir. Ancak aynı iktidar, ABD büyükelçisinin 'Osmanlı Millet Sistemi' önerisinden Türkiye'ye hamiliğin bahşedildiğini varsayıp sevinen; Suriye'de Kürtlere statü tartışmalarından rahatsız olup kılıcını kınından sıyıran bir çizgide durmaktadır."
Erdoğan ve Bahçeli'nin Rojava'ya dönük tehditlerine işaret edilen açıklamada, sürecin iktidar tarafından araçsallaştırıldığı vurgulanarak, "İktidar, koşullara göre pozisyon değiştiren, çatışma ve pazarlığı aynı anda sürdüren bir çizgi izlemektedir" denildi.
'İKTİDAR, MUHALEFETİ BÖLMEYİ, DEĞİŞİM UMUDUNU DAĞITMAYI HEDEFLİYOR'
"Saray iktidarı içeride gerilim siyasetini artırarak muhalefeti bölmeyi, emekçilerin artan hoşnutsuzluğunu bastırmayı, değişim umudunu dağıtmayı ve Kürt halkını beklentiye sokarak diktatörlüğünü daha da pekiştirmeyi hedefliyor. Son demlerini yaşayan iktidarın siyasi partilere, örgütlülüklerimize, demokratik kazanımlarımıza yönelik saldırı politikaları ile bizi yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum eden, doğamızı yağmalayan, emperyalist şirketlere peşkeş çeken politikaları birbirinden bağımsız değildir" denilen açıklamada, sömürünün, yoksulluğun derinleştiği bir ülkede iktidarın demokrasinin kırıntısına dahi tahammülü olmadığı vurgulandı.
'DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ YÜKSELTEREK SÜRDÜRECEĞİZ'
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye halklarına, işçi ve emekçilere verdiğimiz söz açıktır: Bu faşizan tahkime karşı mücadele sürecek; güdümlü yargı kararlarıyla yapılan baskılar asla kabul edilmeyecek. Dün HDP/DEM'e yapılanların bugün CHP'ye yönelmesi ile iktidarın tüm muhalefeti hedef aldığını biliyoruz. Nasıl dün DEM belediyelerine kayyım atanırken saldırının hepimize yapıldığını söylüyorsak bugün de bir kez daha hedefi kim olursa olsun halk iradesine, demokrasiye, eşitliğe yapılmış her müdahalenin bu ülkenin bütün emek, demokrasi ve barış güçlerine, hepimize yapılmış olduğunu ve bu müdahalelere karşı birlikte mücadele edeceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Halkın öfkesi ve mücadelesi gün geçtikçe büyüyor. Bizler bu mücadeleyi büyütmeye, Saray iktidarını tarihe göndermek için direnmeye devam edeceğiz. Demokrasi ve özgürlük mücadelesini içeride ve dışarıda yükselterek sürdüreceğiz."