8 Temmuz 2025 Salı

Gençlik örgütleri: Suruç için adalet mücadelesi bu toprakların devrimci iradesinin ispatı

Mart ayaklanmasının öncü ve yönünü tayin edici gücü olan gençlik 10 yıldır sokak sokak Suruç için adalet mücadelesi yürütüyor. Çalışmalarda yer alan gençlik örgütlerinden Öğrenci Faaliyeti'nden Biliceli, Gençlik Komiteleri'nden Ersoy  ve Özgürlükçü Gençlik'ten Günel, ETHA'ya yaptıkları değerlendirmede "Suruç için adalet herkes için adalet" sloganının Suruç için adalet mücadelesinin temel talepleri ve toplumsal karşılığını içerdiğini kaydetti. Devrimci gençler Suruç için adalet mücadelesinin bir katliamın hesabını sorma mücadelesini aştığını vurguladı. 

Suruç katliamının 10. yılına sayılı günler kaldı. 19 Mart ayaklanmasının yönünü belirleyen ve öncü misyonunu yüklenen gençlik örgütleri, 10 yıldır olduğu gibi Suruç için adalet mücadelesi için sokaklarda. 20 Temmuz'un bir anma günü değil hesaplaşma günü olduğunun altını çizen gençlik örgütleri, bu sene "Suruç'un izinde gençlik ayakta" şiarıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Devletin Gezi'nin çocuklarıyla Rojava devriminin çocuklarının birleşik mücadelesini, yeni yaşam umudunu yok etmek için gerçekleştirdiği Suruç katliamının üzerinden 10 yıl geçti. "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyasının etrafında yürütülen birleşik mücadele iradesi, 10 yıldır gençlik örgütlerinin Suruç katliamının hesabını sorma iradesinde somutlandı. 

Tüm saldırılar karşısında bir adım geri atmayan gençlik örgütleri mahkeme salonlarından, sokaklara, 20 oturumlarından  20 Temmuz yürüyüşlerine Suruç şehitleri için alanları zapt etti. Gençlik örgütleri her yıl olduğu gibi bu sene de 20 Haziran'da Suruç oturumunda çalışmalarının startını verdi. Sokaklardan, üniversite önlerine bildiri dağıtımı, forum, söyleşi, belgesel gösterimi vb çalışmaları sürüyor. Bu çalışmalarda yer alan Öğrenci Faaliyeti'nden Mizgin Biliceli, Gençlik Komiteleri'nden Betül Ersoy ve Özgürlükçü Gençlik'ten Ceren Günel'le yürüttükleri çalışmaları, belirledikleri şiarı ve hedeflerini konuştuk. 

'BUGÜN TARİHSEL KESİŞME DAHA GÜÇLÜ BİR BARIŞ ÇAĞRISINA DÖNÜŞMELİ'
İlk söz alan Öğrenci Faaliyeti'nden Mizgin Biliceli, 19 Mart süreciyle yükselen politik uyanışın ve gençlik hareketinin yeniden canlandığı bir dönemde Suruç'un 10. yılını karşıladıklarını hatırlattı. Artan baskılara rağmen sokaklarda, kampüslerde ve meydanlarda büyüyen direnişin bu yıldönümünü daha örgütlü ve kararlı karşılamalarına zemin sunduğunu dile getiren Biliceli, "33 düş yolcusunun hatırası yalnızca bir yas değil; devrimci bir miras ve mücadele çağrısıdır. Suruç, bu coğrafyada gençliğe yönelik en sistematik saldırılardan biri olarak hafızalarımıza kazındı. Katliamın ardından yoğunlaşan baskı politikalarına rağmen gençlik, 10 yıldır bu saldırıya karşı sokakta hesap sormaya devam etti. Bu yıl, barış çağrılarının toplumun her kesiminde yükseldiği bir dönemdeyiz. Ve tam da bu nedenle, savaşın yıktığı bir kenti yeniden inşa etme hayaliyle yola çıkan 33'lerin mirası yeniden hatırlanmalı. Onların mücadelesi, Gezi'nin çocukları ile Rojava'nın çocuklarını buluşturmak için atılan bir adımdı. Bugün, bu tarihsel kesişme daha güçlü bir barış çağrısına dönüşmeli" dedi. 

'BU YÜRÜYÜŞ BİZİM ELLERİMİZDE YAZILACAK YENİ BİR TARİHİN ADIMIDIR'
Suruç'un izinden yürümenin aynı zamanda halkların kardeşliğini ve onurlu bir barışı savunmak olduğunun altını çizen Biliceli, "Berkin Elvan'dan Gülistan Doku'ya, Hande Kader'den Tahir Elçi'ye uzanan adalet talebi; KYK yurtlarında ölüme sürüklenen gençlerin, geleceği çalınanların, hedef gösterilen kadınların ve LGBTİQ+'ların sesiyle birleşiyor. Bu mücadele, yalnızca geçmişe sahip çıkmak değil, bugünü kurma iradesidir. Bu yıl da '10. yılında Suruç'un izinde gençlik ayakta' diyerek alanlardayız. Çünkü Suruç, sadece bir anma değil; hesaplaşma günüdür. Gençlik, 33'lerin düşlediği eşit, özgür ve adil bir dünya kurulana dek bu yürüyüşü sürdürecek. Ve biliyoruz bu yürüyüş, bizim ellerimizle yazılacak yeni bir tarihin adımıdır" ifadelerini kullandı. 

'HERKES İÇİN ADALET SLOGANI MÜCADELENİN TEMEL TALEPLERİNİ İÇERİYOR'
Her yıl "Suruç için adalet herkes için adalet" şiarıyla yürüttükleri mücadeleye işaret eden Özgürlükçü Gençlik'ten Ceren Günel, bu sloganın Suruç mücadelesinin temel talepleri ve bunların toplumsal karşılıklarını içerdiğinin altını çizdi. Günel, "IŞİD işgalinden savaşarak kurtarılmış bir şehir olan Kobanê'nin yeniden inşası hedefiyle yola çıkan devrimci gençleri hedef alan, IŞİD'in devlet desteğiyle gerçekleştirdiği bir katliam Suruç. Bu yönüyle devletin ve bölgedeki gericiliğin yıllardır sürdürdüğü açıktan savaşın, gerçekleştirdiği katliamların, hayatlarımızın her anına sızan sömürünün, patriyarkanın yarattığı tüm adaletsizliklerin ve ezilmişliklerin bir simgesi haline geliyor" dedi.

'BİR KATLİAM ANININ HESABINI SORMAYI AŞAN BİR MÜCADELE OLARAK GÖRÜYORUZ'
33 düş yolcusunun sadece bir kentin yeniden inşa çalışmalarında yer almak için değil tüm bu sömürü biçimleriyle mücadele etmenin bir ayağı olarak da Kobanê'ye doğru yola çıktıklarını hatırlatan Günel, şunları söyledi: "Dolayısıyla Suruç için adalet mücadelesini bir katliam anının hesabını sormayı aşan bir mücadele olarak görüyoruz. Suruç katliamının birçok adaletsizlik ve ezilmişliğin bir sembolü olarak gördüğümüz noktada Suruç için adalet mücadelesi de diğer tüm adalet mücadelelerinin bir sembolü haline geliyor. Bu anlamıyla Suruç için adalet talebimizi; katledilen kadınlar, Gezi direnişinde yitirdiklerimiz, işçiler, emekçiler, 19 Mart isyanına katıldığı gerekçesiyle tutuklanan gençler için yükselttiğimiz adalet talebinden bağımsız düşünmüyoruz. 10 yıldır sokaklarda, meydanlarda yürüttüğümüz Suruç için adalet mücadelesini, diğer tüm katliam sorumlularının hesap vermesi, bütün ezilen ve sömürülen kesimlerin özgürleşmesi için ve bunları da ana hattımıza oturtarak yürütüyoruz."

'SURUÇ İÇİN ADALET MÜCADELESİ BU TOPRAKLARIN DEVRİMCİ İRADESİNİN İSPATI'
Suruç katliamının yaşandığı dönemin kendisi ile sınırlı olmadığını, Suruç; akabinde gerçekleşen 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Kürdistan'da uygulanan abluka ve devamıyla bir dönemin ifadesi olduğunu belirten Güney, "Gençliğin özgürlük arayışının yoğunlaştığı, bununla birlikte yükselen ve güçlenen bir devrimci gençlik hareketi gerçekliği vardı. Suruç katliamını bu yüzden o dönem için devrimci gençlik mücadelesinin bütününü kırmaya, gençliği sindirmeye yönelik bir girişim olarak görüyoruz. Suruç için verilen adalet mücadelesi, 10 yıldır yoğun devlet baskısına rağmen birçok gençlik örgütünün hatırlamakta ve hatırlatmakta ısrar ederek ortak yürüttüğü bir mücadele. Bir yönüyle Suruç için adalet mücadelesi aslında gençlik hareketinin dokunduğu tüm adaletsizliklerin ve sömürülerin bir sembolü; diğer yönüyle de bu toprakların devrimci iradesinin ispatı. Yükselişiyle birlikte açığa çıkarabileceği potansiyel itibariyle devletin tutuklama, katliam gibi yoğun saldırı pratikleriyle bastırmaya ve sindirmeye çalıştığı gençlik hareketini sürdürmenin birleşik iradesi aynı zamanda. Suruç'un gençlik mücadelesinin her bir bileşeni için önemi tam da burada yatmalı. Eğer bu topraklarda bir gençlik mücadelesini varlığını sürdürecek ise, Suruç'un hesabını sorma ısrarını birlikte yükseltmek zorunda. Sadece kendi değil, toplumun tümünün yaşadığı adaletsizliklere karşı mücadele eden birleşik bir hat kurmanın ve bunu tüm baskılara karşın yükseltmenin bir yolu olarak bunu yapmak zorunda" dedi. 

'DEVRİMCİ GENÇLERİN DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİK İRADESİNİ TAKİP EDİYORUZ'
Gençliğin Gezi direnişinden sonra ilk kez kitlesel olarak ayağa kalktığı bir dönemde Suruç'un 10. yılına gittiklerini belirten Gençlik Komiteleri'nden Betül Ersoy, "Suruç'un izi, devrimci gençliğin izidir. Devrimci gençlerin dünyayı değiştirmeye yönelik iradesidir. Türkiye'de devrimciliğin önemli uğrak noktalarından biridir Suruç Katliamı. O iradeyi takip ediyoruz. O iradeyi, gençlik isyanlarının barutu, yönlendiricisi, garantörü kılmak adına örgütsel atılıma ihtiyacımız var. 19 Mart isyanının yarattığı birikimi ve üniversitelerdeki boykot, eylem komiteleri, dayanışma ağları tipi yapıların önce organik sonra örgütsel olarak birbirine bağlanması ve bunun sonucunda 19 Mart hareketinin kendi örgütünü yaratması gerekiyor. Suruç'un izinde devrimciliğin bugün temel uğraşının bu olması gerekiyor. Yaz boyu buna yoğunlaşmak ve eylül-ekim aylarında 19 Mart'ın birikiminin örgütsel yapısına en azından il düzeylerinde kavuşmuş olması gerekiyor" dedi.

'BİR GENÇLİK CEPHESİ BIRAKMALIDIR'
Gençliğin hareketinin geçmişin nostaljisi içerisinde tarihi tekrarlama amacıyla yeni "sol örgütler" kurmanın bahanesi olmaması gerektiğine dikkat çeken Ersoy,  şöyle devam etti: "Ama gençliğin hareketi, gevşek bağlarla birbirine bağlanan, 'koordinasyon' düzeyinde kalan yapılarla da yetinemez. 19 Mart hareketi, geriye, gençliğin özgün sorunları etrafında bir araya gelen, tüm gençlerin bireysel olarak katılabileceği, kendi ismi, bayrağı, tarzı ve sözü olan bir gençlik cephesi bırakmalıdır. Buna mecburuz ve bu mecburiyetin mükellefiyiz."