25 Temmuz 2025 Cuma

'Aşırı sıcaklarda işçiler hayati tehlike altında çalışıyor'

Açık havada güneş altında çalışmak zorunda olan işçilerin neredeyse hiçbir önlem alınmadan, hayati risk altında çalışmaya zorlandığını ve bunun hayati tehlike içerdiğini kaydeden TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Şahpaz, "Onları korumak hepimizden çok devletin sorumluluğundadır" dedi. Şahpaz, "İşveren çalışanlar için yeterli miktarda içecek soğuk su sağlamalı, duş alabilmeleri için ortam oluşturmalı, çalışma bölgesinde gölgelik alan oluşturmalı ve mola zamanlarında serin bir ortam yaratmalıdır" uyarısı yaptı.

Hava sıcaklıkları günden güne artıyor. Uzmanlar zorunlu olmadıkça öğle saatlerinde sokağa çıkılmaması uyarısı yapıyor. Ancak, bu uyarı elbette işçiler için geçerli değil. Açık havada çalışan inşaat işçileri, yol bakım işçileri, mevsimlik tarım işçileri, liman/tersane işçileri, elektrik/su/doğalgaz arıza, onarım, bakım işçileri, turistik tesislerde çalışan işçiler ve kapalı ortamlarda çalışan fabrika, atölye, depo vb. işçileri sıcak havalarda çalışmaya mecbur bırakılıyor. Peki, sıcak havalarda çalışmak zorunda kalan işçiler hangi tehlikelerle karşı karşıya? Bu tehlikelere karşı nasıl önlem alabilirler Türk Tabipleri Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Figen Şahpaz ile konuştuk.

'İŞÇİLER DİREKT GÜNEŞİN ALTINDA SAATLERCE ÇALIŞMAK ZORUNDALAR'
Sıcak havalarda klima veya vantilatör bile olmadan evde oturan, büroda çalışanların bile bunaldığını söyleyen Şahpaz, "Açık havada güneş altında çalışmak zorunda olan işçiler ise neredeyse hiçbir önlem alınmadan, hayati risk altında çalışmaya" devam ettiğini ekledi. Meteoroloji tarafından her gün ilan edilen sıcaklıkların gölgede ölçülen değerler olduğunun altını çizen Şahpaz, "Halbuki işçilerimiz direkt güneşin altında saatlerce çalışmak zorundalar. Sıcak havanın canlıya vereceği zararı sadece ısıyı ölçerek anlayamayız. Ayrıca bağıl nem miktarını da bilmek ve buna göre bir ısı indeksi çıkarmak gerekiyor. Bağıl nem arttıkça hissedilen sıcaklık artmaktadır. Şöyle bir örnek vererek açıklamak daha anlaşılır olacaktır: Ölçülen sıcaklık 37,7 C° iken bağıl nem oranı yüzde 20 ise hissedilen sıcaklık 36,4 C°, yüzde 80 ise hissedilen sıcaklık 70,2 C° olmaktadır. Ülkemizde özellikle güney kıyı bölgelerinde nem oranının çok yüksek olduğunu biliyoruz" dedi.

'İŞÇİLER HAYATI TEHLİKE ALTINDA ÇALIŞMAKTADIR'
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün web sayfasına örneğin 22 Temmuz 2025 tarihinde ölçülen en yüksek sıcaklığın Mardin Kızıltepe'de 45,4 C°, nem oranının da Adana'da yüzde 95 olduğunu, bu sıcaklıkların önümüzdeki hafta da devam edeceği, dikkatli olunması ve zorunlu olmadıkça 11.00-15.00 saatleri arasında dışarıya çıkılmaması gerektiğinin bildirildiğini aktaran Şahpaz, "T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB)-İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM) web sayfasında ise bu konuyla ilgili hiçbir uyarıya ve önleme rastlayamadım ne yazık ki. Açık havada çalışan inşaat işçileri, yol bakım işçileri, mevsimlik tarım işçileri, liman/tersane işçileri, elektrik/su/doğalgaz arıza, onarım, bakım işçileri, turistik tesislerde çalışan işçiler ve kapalı ortamlarda çalışan fabrika, atölye, depo vb. işçileri hayati tehlike altında çalışmaktadırlar. Onları korumak hepimizden çok devletin sorumluluğundadır" ifadelerini kullandı. 

'BAE VE YUNANİSTAN'DA ÖĞLEN SAATLERİ ARASINDA ÇALIŞMAK YASAKLANMIŞTIR'
Acilen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na bağlı Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün, her gün bölgelere göre Isı İndeksi Tabloları hazırlaması (Grup 1: Dikkat/Sıcak, Grup 2: Aşırı Dikkat/Çok Sıcak, Grup 3: Tehlike/Tehlikeli Sıcak, Grup 4: Aşırı Tehlike/Çok Tehlikeli Sıcak), ÇSGB ile koordine olarak en azından Grup 4 olarak hesaplanan bölgelerde işin acilen durdurulmasına yönelik merkezi bir kararın verildiğini duyurması gerektiğinin altını çizen Şahpaz, şöyle devam etti: "Birleşik Arap Emirlikleri'nde 15 Haziran-15 Eylül arası 12.30-16.00 saatleri arasında çalışmak yasaklanmıştır. Yunanistan 12.00-17.00 saatleri arasında işi durdurduğunu açıklamış, özel sektörde uzaktan çalışmaya geçilmesini önermiştir. Sıcaklıkların insanda yaratacağı zararlar ölçülen ısıya, bağıl nem oranına, gölge varlığına, ortamdaki hava akımına, giyilen kıyafete, kişinin harcadığı beden gücüne, efora ve kişisel sağlık durumuna göre değişmektedir. Çocuklar, yaşlılar, gebeler, kronik hastalığı olanlar (hipertansiyon, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, kalp hastaları, psikiyatrik hastalıklar vb.), çok ilaç kullanımı, çok kilolu/çok zayıf olmak, vücuttan su kaybını hızlandıran kusma-ishal gibi hastalıkların varlığı kişinin sıcaktan daha çabuk etkilenilmesine neden olmaktadır. Yeterince su içmemek, çok fazla çay-kahve, kafeinli/gazlı/şekerli içecek tüketimi, alkol kullanımı, kalorisi yüksek gıdayla beslenmek, açlık durumu sıcaktan etkilenmeyi daha da arttıracaktır. Terlemeyi engelleyecek kıyafet giymek, yıkanmamak/cildin temiz olmaması (ter gözeneklerinin tıkalı olması), koruyucu şapka kullanmamak da olayın şiddetini arttıran etkenlerdir."

'ÖLÜMCÜL SONUÇLARA YOL AÇABİLİR'
Aşırı sıcaklarda güneş altında veya kapalı havasız ortamlarda uzun süre mola vermeden çalışmanın ölümcül sonuçlara yol açabileceğine dikkat çeken Şahpaz, "Yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, mide ve kas krampları, kusma, ateş, aşırı terleme, solunum sıkıntısı, şuur bulanıklığı, konuşma bozukluğu yaşanabilmektedir. Bu durumda kişiyi serin gölgelik bir yere almak, azar azar su içirmek ve dinlenmesini sağlamak gerekmektedir. Sıcak çarpması ise vücudun ısı denge sistemini bozulması sonucu yüksek ateş, terleyememe, kuru ve kırmızı deri, hızlı nabız, yüzeysel solunum, bilinç kaybı ile giden ölümcül bir durumdur. Hemen 112 Tıbbi Acil Yardım ekipleri çağrılmalı, kişi hastanede tedavi edilmelidir. 2012 yılında yayınlanan *6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre özel/kamu fark etmeksizin her işyeri İSG uygulamaları zorunlu hale gelmiştir. Ülkemizde 19,5 milyon özelde, 5,5 milyonu kamuda olmak üzere yaklaşık 25 milyon çalışan vardır. 13 yıldır zorunlu olmasına rağmen sayısını tam bilmemekle beraber hala birçok işyeri İSG hizmeti almamakta, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmamakta, bu durum ÇSGB tarafından etkin denetlenmemekte ve caydırıcı önlemler ne yazık ki alınmamaktadır. Bu alandaki mevzuat işverenin İSG maliyetini azaltma ve işçi sağlığı ve güvenliği hizmetlerini piyasaya açma dışında bir işe yaramamıştır. Her ay 100-200 arası işçimizi iş cinayetlerinde kaybetmeye devam ediyoruz. Çalışırken/çalıştığı için hastalanan işçilerin istatistiklerini sağlıklı tutamıyor, meslek hastalığı tanısı koyamıyoruz" dedi.

'HER ÇALIŞAN SAĞLIK DURUMUNA UYGUN BİR İŞE YERLEŞTİRİLMELİ'
İşyerine ve yapılacak işe yönelik risk değerlendirmesi yapılması, çalışırken/çalıştığı için işçinin sağlığının bozulmaması, meslek hastalığı ve iş kazalarına yönelik işyerinde önlemlerin alınması, sağlığının geliştirilmesi için çalışma ortamının iyileştirilmesinin patronun sorumluluğunda olduğunu söyleyen Şahpaz, şöyle devam etti: "Her çalışan işyeri hekimi tarafından işe giriş sırasında muayene edilmeli, sağlık durumuna uygun bir işe yerleştirilmeli, işin tehlike ve riskleri hakkında bilgilendirilmeli, işin tehlike sınıfına göre en az 1-5 yılda bir periyodik muayeneye çağrılmalıdır. Sıcakta çalışmasında sakınca bulunan, örneğin kronik hastalığı bulunan çalışanların işyeri hekimi tarafından belirlenmesi, alınması gereken önlemler ve gerekiyorsa iş değişikliği önerisinin işverene yapılması gerekmektedir. Birçok şirket/firma/kurum sıcakta çalışmanın yaratacağı sağlık sorunları ve alınması gereken önlemlerle ilgili broşürler yayınlamakta ve işçilerini bilgilendirmektedir. Ülkemizde bütünsel olarak işçi sağlığı ve güvenliğine yaklaşım sorunu vardır. Patronu/üretimin değil işçinin sağlığını ve güvenliğini merkeze alan merkezi önlemler ve uygulamalar olmadıkça alınacak kişisel önlemlerin bir etkisi olmayacaktır. Kayıt dışı istihdamla mücadele ve sendikalaşma oranının artması da bu alandaki kazanımların açısından çok kritiktir."

'DEVLET YASAĞIN İHLALİNE AĞIR YAPTIRIMLAR UYGULAMALI'
Şahpaz, kontrol hiyerarşisinin çalışanları tehlikelerden korumak için güvenlik önlemlerini belirleme ve sıralama yöntemi olduğunu aktardı. "En etkiliden en az etkiliye doğru sıralanırsa ortadan kaldırma, ikame, mühendislik kontrolleri, idari kontroller ve kişisel koruyucu ekipmanı içerirler" diyen Şahpaz, sıcak havalarda çalışma için kontrol hiyerarşisinin birinci adımı olan "ortadan kaldırma", hava çok sıcak olduğunda çalışmama anlamını taşıdığını söyledi. Şahpaz, "Bu kararı devlet otoriteleri vermeli, bunu tüm şirket/firma/kurumlara duyurmalı, yasağın ihlali durumunda çok ağır yaptırımlar uygulamalıdır. 'İkame' adımı ise işi başka bir ortamda/zamanda/ekipmanla yapmak anlamını taşır. 'Mühendislik önlemleri' de çalışma ortamının gölgelendirilmesi, havalandırılması, soğutulması vb. işlemler olarak tanımlanabilir. 'İdari önlemler' başlığı çok çeşitlidir, vardiyalı çalışma, mola süreleri, kronik hastalığı olanların iş değişiklikleri vb. uygulamaları içerir. Kontrol hiyerarşisinde 'Kişisel Koruyucu Ekipman' adımı ise en son uygulanacak yöntemdir. Sıcak havaya uygun pamuklu/ince iş kıyafeti, güneşten koruyacak şapka, gözlük, güneş kremi vb. sağlamak işverenin sorumluluğundadır. Ayrıca işveren çalışanlar için yeterli miktarda içecek soğuk su (yalıtımlı su matarası) sağlamalı, duş alabilmeleri için ortam oluşturmalı, çalışama bölgesinde gölgelik alan oluşturmalı ve dinlenme/mola zamanlarında serin bir ortam yaratmalıdır" ifadelerini kullandı.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Şahpaz, sıcak havalarda çalışmak zorunda kalan işçilerin dikkat etmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
       🔹"İşe giriş ve periyodik muayene sırasında var olan hastalıklarınızı, kullandığınız ilaçları, daha önce geçirmiş olduğunuz operasyonları, önemli hastalıkları işyeri hekiminizle paylaşın. Yeni bir sağlık sorunu olduğunda İşyeri Sağlık Birimine başvurarak bu durumu kayıt altına aldırın. İşyeri hekimlerinin sağlığınızla ilgili uyarılarını dikkate alın, önerilerine uyun.
       🔹Güne başlamadan ve iş bitimlerinde mutlaka duş alın, vücudunuzu temiz, gözeneklerinizi açık tutun.
       🔹Terlemeye müsaade eden ince, açık renk, pamuklu/keten kol ve bacaklarınızı kapatan giysiler tercih edin (işverenden/sendikanızdan talep edin).
       🔹Güneş gören cildinize belli aralıklarla güneş koruyucu krem sürün (işverenden/sendikanızdan talep edin).
       🔹Güneş gözlüğü ve geniş kenarlı şapka kullanın (işverenden/sendikanızdan talep edin).
       🔹Gün içinde en az 2-4 litre temiz su için (işverenden/sendikanızdan talep edin). Günde 1-2 adet soda/maden suyu içmeye çalışın.
       🔹Mümkün olduğu kadar az çay, kahve tüketin, alkol almayın, kafeinli/gazlı/şekerli içeceklerden uzak durun.
       🔹Ağır, yağlı, şekerli ve karbonhidratlı gıdalardan uzak durun, salata, sebze ve meyve (sulu ve az şekerli olanları tercih edin) ağırlıklı beslenin.
       🔹Açık havada çalışma ortamınızda gölge oluşturmaya, kapalı ortamlarda hava akımı sağlamaya çalışın.
       🔹Güneşin dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında ağır ve beden gücü gerektiren işleri yapmamaya, sık sık serin ve gölge bir yerde mola vermeye çalışın (işverenden/sendikanızdan talep edin).
       🔹Çalışma ortamında hayati tehlike olduğunu düşünüyorsanız bunu işverene/sendikanıza bildirin ve çalışmaktan kaçınma hakkınızı kullanın."

*6331 sayılı İSG Kanununun 13. Maddesi çalışmaktan kaçınma hakkı başlığındadır.
MADDE 13:
(1) Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar kurula, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Kurul acilen toplanarak, işveren ise derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
(2) Kurul veya işverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.
(3) Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider.
(4) İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.