20 Mayıs 2025 Salı

Suruç katliamının 118. ay anmasında çocuk işçilikle mücadele çağrısı

İstanbul ve İzmir'de ölümsüzlüğünün 118. ayında Suruç şehitleri anıldı. Katliamın üzerinden geçen 10 yılda gerçek faillerin korunduğunun altı çizilen anmalarda, hiçbir saldırı karşısında adalet mücadelesinden geri adım atılmayacağı vurgulandı. Çocuk işçilerin iş cinayetlerinde katledildiğine dikkat çekilen anmada, Suruç şehitlerinin çocuklar için de mücadele yürüttüğü hatırlatılarak "Bizler 33'lerin mirasına yaslanarak adalet aramaya devam edeceğiz" denildi. 

Suruç katliamı 118. ayında. DAİŞ'in düzenlediği canlı bomba saldırısında ölümsüzleşen 33 düş yolcusu bir kez daha İstanbul ve İzmir'de anıldı. On yıldır süren adalet mücadelesinde bir arpa boyu yol kat edilmezken Suruç için adalet arayan 33'lerin yoldaşlarına yönelik gözaltı ve tutuklama saldırılarına dikkat çekilirken "Suruç'un hesabı sorulacak" denildi. 

Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla İstanbul ve İzmir'de düzenlenen anmada buluşanlar, "Suruç için adalet herkes için adalet" şiarıyla tüm adaletsizliklerin son bulması ve katliamlarla yüzleşilmesi için mücadelenin süreceğinin sözünü yineledi. Bu ay ki anmalarda Suruç şehitlerinden Polen Ünlü, İsmet Şeker, Okan Pirinç ve Osman Çiçek'in hikayeleri aktarıldı, "Hiçbir düş yarım kalmayacak" denildi.

İSTANBUL
Kadıköy ilçesi Halitağa Caddesinde çok sayıda kişi Suruç şehitleri için bir araya geldi. Suruç şehitlerinin fotoğraflarının taşındığı 118. ay anmasında, "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı yere serildi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni, Cumartesi Anneleri ve gençlik örgütlerinin de katılımıyla düzenlenen anmada sık sık, "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Suruç'un hesabı sorulacak", "Hiçbir düş yarım kalmayacak", "Suruç'u unutma, unutturma" sloganları atıldı. 

Basın metnini 33'lerin yoldaşlarından Dilara Su Kalpak okudu. Basın metninin ardından bir süre sessiz oturma eylemi yapılırken, 33'lerin isimleri tek tek sayıldı ve "Yaşıyor" diye yanıtlandı. Suruç Aileleri İnisiyatifi anmayı haziran ayında düzenlenecek anmaya çağrıyla sonlandırdı.

İZMİR
İzmir'de Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesindeki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde buluşan çok sayıda kişi üzerinde Suruç şehitlerinin fotoğraflarının olduğu, "Hiçbir düş yarım kalmayacak. Suruç için adalet herkes için adalet" ve "Hiçbir düş yarım kalmayacak" pankartları açıldı. 

Suruç gazilerinden Koray Türkoğlu kısa bir konuşma yaptı. Türkoğlu, 118 aydır devam eden mücadelede adalete talebinin toplumsallaşması olduğunu dile getirdi. 

Suruç şehitlerinin fotoğraflarının taşındığı eylemin metnini Sidal Tanrıverdi okudu. 

TUTSAK TOPALOĞLU'NA ÖZGÜRLÜK İSTENDİ
İstanbul ve İzmir'de okunan ortak metinde on yıldır adalet mücadelesinin mahkeme salonlarında, sokaklarda ve mezar başlarında sürdüğünün altı çizildi. "Bugünden geriye 10 yıla bakınca siyasi kimliğine bakmaksızın herkesin adalet aradığını söylemek çok da absürd olmaz. Adalet denen şey herkese lazım. Bugün ise nefes kadar ihtiyaç var. Bizler adalet arayışcıları olarak diyoruz ki bugün bize uygulamadığınız bu adaletsizlik günü gelir sizi yutar" denilen metinde, Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden Emrah Topaloğlu'nun Suruç için adalet istediği için tutuklandığını, 28 Nisan'da görülen ilk duruşmada tutukluluğuna devam kararı verilerek adaletsizlik katmerlendiği hatırlatıldı.

'GERÇEK FAİLLER YARGILANANA KADAR ADALET MÜCADELEMİZ SÜRECEK'
Türkiye'de çocukların yüzde 25'inin çalışmaya zorlandığının altı çizilen anmalarda, "Bu açık olarak uluslararası çocuk hakları sözleşmesine aykırıdır. Necip Fazıl Çırak bu çocuklardan sadece biri. Çalıştığı firmada 2. kattan düşerek yaşamını yitirdi. Şimdi Necip Fazıl için adalet zamanı. 33 düş yolcusu yaşamları boyunca çocuklar için özgür, güvenli ve huzurlu bir yaşam istediler, yaşamlarını her zaman buna göre düzenlediler. Kobanê'ye gitmek isterken nasıl ki orada savaş mağduru çocukların yaralarını sarmak istediler ise burada da çocukların çocukluklarını yaşayabilmeleri için uğraştılar. Bizler 33'lerin mirasına yaslanarak adalet aramaya devam edeceğiz. Bizler adalet mücadelelerini örgüt talimatı ile değil, aklımız ve yüreğimiz ile çocuklarımızın ideallerini rehber ederek yürütüyoruz. Bizden adalet mücadelemizi bırakmamızı isteyenler bilsinler ki; ne gözaltılar, ne işkenceler ne de tutuklamalar bizi adalet mücadelemizden koparamaz. Dün olduğu gibi bugün de sokaklar 'Suruç için adalet, Herkes için adalet' şiarı ile yankılanacak. Gerçek failler yargılanana kadar adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" vurgusu yapıldı.

POLEN ÜNLÜ, İSMET ŞEKER, OSMAN ÇİÇEK VE OKAN PİRİNÇ'İN HİKAYESİ
Bu ay sizlerle 33 düş yolcularından Polen Ünlü, İsmet Şeker, Osman Çiçek ve Okan Pirinç'in yaşamlarından kısa kesitleri paylaşıldı. Suruç şehitlerinin hikayeleri şöyle:

"Polen Ünlü; Suruç'ta ölümsüzleştiğinde henüz 23 yaşındaydı. İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisiydi. Aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesi yürüten, sosyalist, vicdani redçi bir gençti. Bir yandan da Suruç'ta yaşamını yitiren Hatice Ezgi Sadet ile birlikte kafede çalışıp emekçilik yapmaktaydı. Kobanê'yi yeniden inşa edeceğiz kampanyasının yürütücülerindendi. Savaşın yıktığı bir kenti yeniden var etmek istiyordu. Suruç'ta kendisi gibi yıllardır tanıdığı ve  birlikte mücadele verdiği yoldaşlarıyla birlikte ölümsüzleşti. Gülümsemesi, umudu ve direnci daima bizlerle olacak.

"İsmet Şeker; Rojava'da IŞİD'e karşı savaşırken yaşamını yitiren oğlu Mustafa Can Şeker'in ardından oğlunun adımladığı sokakları görnek istiyordu. O yıkılmış bir kenti inşa etmek için çıkanlardandı. İnşaat işçisiydi, bir tuğla da o koymak istiyordu. Kobanê'ye gidip sağlık ocağı inşaatına katılacaktı.  Oğlunun hayrına oradaki halk için emek vermek istiyordu. İsmet baba, emekçi kişiliği ile bilinen biriydi. O da oğlu gibi ölümsüzleşti.

"Osman Çiçek; Suruçluydu. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak büyüdü. Yaşamını küçük yaşlardan itibaren çalışarak idame ettirmek durumunda kaldı. Kendisi gibi Suruç'ta katledilen Kasım Deprem ile çocukluk arkadaşıydı. Kobanê'nin yeniden inşası için yapılan kampanyayı gördüklerinde tereddütsüz bir şekilde yine birlikte katılmaya karar verdiler. Suruçlular Kobanêlilerle komşudan öte akrabadırlar. Onlarda sınırın yanı başındaki bu yıkıma karşı inşa kampanyasında yer almak isterken Amara Kültür Merkezi'nin bahçesinde ölümsüzleştiler.

"Okan Pirinç; Suruç'ta katledilen devrimcilerin en gençlerindendi. Canlı bomba saldırısı sonucunda katledildiğinde henüz 18 yaşını bile doldurmamıştı. Antakya Samandağ'ın Hancağız köyünde doğan Okan, Arap Alevisi bir aileden geliyordu. Lise yıllarında sosyalist mücadele ile tanışan Okan, Gezi direnişi günlerinde Armutlu barikatlarının ön saflarındaydı. Kobanê yıkıldığında da Suruç'a gelip Kobanê inşa çalışmalarına katılmak istedi. Hayali tüm insanlık için sınıfsız, sömürüsüz, eşit, adil bir yaşamdı."