QSD Genel Komutanı Abdi: Türkiye ile doğrudan ilişkilerimiz var

QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye'de yönetimin devredildiği HTŞ ile imzaladıkları 10 Mart anlaşması ve Türk devletiyle ilişkilerine ilişkin konuştu. Abdi, Türk devletiyle doğrudan ilişkileri ve görüşme kanalları olduğunu söyledi. Fakat görüşmelerin kimlerle yapıldığına ve oluşturulan kanallara ilişkin ayrıntı vermedi. Abdi, Türk devletinin QSD'nin silah bırakması yönündeki açıklamalarına da yanıt verdi, "Biz Suriyeliyiz, güçlerimiz doğal olarak Suriye ordusunun bir parçası olma hakkına sahip. Suriye güçleri birleşirse, biz de bir parçası oluruz" dedi.
Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye'de yaşanan son gelişmelere ilişkin Yeni Yaşam gazetesinin sorularını yanıtladı.
Suriye'nin öncesinde olduğu gibi totaliter bir rejimle yönetilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Abdi, "Suriye içeride değişime mecbur, değişim olacak. Merkezi olmayan temelli bir değişim olacak. Bütün halkların rolünü oynayabilmesi için bir temel atıldı" dedi.
Suriye'de yönetimin devredildiği HTŞ'nin lideri Golani ile imzaladıkları 8 maddeden oluşan 10 Mart anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Abdi, anlaşmanın bir çalışmanın sonucu olduğunu, Golani daha cumhurbaşkanı ilan edilmeden önce Şam'da 3 saatlik bir görüşme gerçekleştirdiklerini anlattı. Bu görüşmede anlaşma sağlanamadan masadan ayrıldıklarını kaydeden Abdi, ikinci görüşmenin cumhurbaşkanı sıfatıyla Golani ile 10 Mart'ta gerçekleştirildiğini söyledi.
'EN ÖNEMLİ NOKTA SAVAŞIN DURDURULMASI'
O dönem Türk devleti ve bağlı çetelerin Qereqozak ve Tişrîn Barajına dönük saldırılar düzenlediğini hatırlatan Abdi, "Kuzey ve Doğu Suriye olarak bizim de ateşkese ihtiyacımız vardı. Türk devletine bağlı güçlerle bir savaşın ortasındaydık. Suriye hükümetinin de Alevilerle savaş nedeniyle ateşkese ihtiyacı vardı. Bu, kendi zeminini oluşturdu, üç saat süren uzun bir toplantının ardından herkesin kabul ettiği genel noktalarda bir anlaşmaya vardık. Suriye'nin genelinde bir ateşkes olması ve Suriye'nin yeniden birleşmesi için. Bu temelde bir anlaşma yapıldı ve bu anlaşma Suriye'nin genel çıkarınaydı. Çünkü o zamana kadar Suriye dört parçaya bölünmüştü. O zamanlar İdlib hükümeti, Şam hükümeti, Türkiye'ye yakın geçici hükümet ve Özerk Yönetim vardı. Suriye'yi bütünleştirmemiz gerekiyordu. Entegrasyon yapmamız gerekiyordu. Suriye halkı da ateşkese ihtiyaç duyuyordu çünkü Suriye halkları arasındaki gerilim yükseliyordu. Kürtler ve Araplar arasında, Aleviler ve Sünni Araplar arasında bir savaş çıkabilirdi ve bir anlaşmaya vararak gerginlikleri ortadan kaldırmayı amaçladık" diye konuştu.
10 Mart anlaşmasının en önemli noktasının savaşın durdurulması ve Suriye'deki sorunların diyalog yoluyla çözülmesi olduğunu kaydeden Abdi, anlaşma için Şam yolculuğuna çıktıklarında ABD'nin lojistik ve güvenliklerini sağladığını, ABD'nin toplantılara katılmadığını ancak, toplantının gerçekleşmesine destek verdiğini aktardı.
'TÜRKİYE 10 MART ANLAŞMASINA ENGEL OLMADI'
Türk devleti ile HTŞ arasındaki ilişkiye işaret eden Abdi, "Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye için bir yaklaşımı var, aynı zamanda QSD için yaklaşımı var. Türkiye'nin bu anlaşmanın oluşumuna tamamen engel olmadığını düşünüyorum. Sonuçta, Türk devleti reddetseydi bu toplantı gerçekleşmezdi. Türkiye bu anlaşmaya doğrudan dahil olmadı. Şam hükümetiyle bir ilişkileri var, birlikte çalışıyorlar. Ancak bu anlaşma Türkiye'nin onayıyla olmasa da engel de olmamışlar gibi görünüyor" diye konuştu.
Abdi, 10 Mart sonrası Golani ile yüz yüze görüşme gerçekleştirmediklerini, ancak Suriye hükümetiyle görüşmelerinin sürdüğünü söyledi.
'TÜRKİYE İLE DOĞRUDAN İLİŞKİLERİMİZ VAR'
QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi, anlaşma öncesi ya da sonrası Türk devletiyle doğrudan temasları olup olmadığı yönündeki soruya ise şöyle yanıt verdi: "Türkiye ile doğrudan ilişkilerimiz var ve kanallarımız açık. Bu olumlu bir şey. Ortaya çıkan sorunları farklı farklı anlamak yerine birbirimizle doğrudan konuşma fırsatları var. Bu konuda bir düzeyde ilişkilerimiz var, bu düzeydeki ilişkileri daha da geliştirmek istiyoruz. Türkiye şimdi bize, 'siz ve Şam bir araya gelip anlaşmanız gerekir' diyor. 10 Mart Anlaşması hayata geçirilmeli. Türkiye'nin QSD'ye ilişkin askeri güçler konusundaki görüşlerinin biraz farklı olduğunu biliyoruz. Bu konuda aynı düşünmüyoruz. Biz Suriyeliyiz, güçlerimiz doğal olarak Suriye ordusunun bir parçası olma hakkına sahip. Suriye güçleri birleşirse, biz de bir parçası oluruz. Şu anda istediğimiz bu. Türkiye bu konuda farklı düşünüyor. Şu ana kadar Türkiye'nin bu konuda pratikte herhangi bir engelini görmedik. Türk devletinin olumlu bir rol oynayacağını umuyoruz. Şu anda Suriye hükümetiyle yapılan görüşmelere ABD, Fransa ve İngiltere katılıyor."