Kasım Deprem: Sınırın ayırdığı aynı mahallenin çocuğu

İyi hatıralar ve derin acılar bıraktı ardında Kasım. Sıcak, içten bir dostluğu, dostlarıyla paylaştığı samimi bir gülüşü vardı. Gülümseyerek yürüdü yolunu.
Düş yolcularından bahsediyoruz durmadan. Bir gelecek düşünün peşine düşmüş olanlardan… Kasım ise zaten bu düşün içinde, yanı başında yaşıyordu. Aslen Suruçluydu, Akçakale'de yaşıyordu. Sanat tarihi okuyordu ama içine sinmeyince bırakmış, sosyolojiyi kazanmak için yeniden sınava hazırlanmaya karar vermişti.
Bir gecede çekiliveren sınırlarla bir adım ötede kalan Kobanȇ'yi yakından takip ediyordu. Tanırdı orayı, bilirdi. Aynı mahallenin iki tarafını ayıran sınırların kenarında büyümüş biri olarak sosyoloji okuyacaktı elbette, çok da iyi bir sosyolog olurdu muhtemelen. Toplumun birçok yüzünü daha çok küçükken tanımak zorunda kalmıştı zira. Ama bu zorunluluk onda zengin bir birikim olarak açığa çıkmıştı. İnsanları sever, sevdiklerini koruyup kollardı.
Biri tarafından sevilmek, kollanmak ne demek çok iyi biliyordu. Bunun kıymetini de yokluğunun acısını da çok erken tatmıştı. Küçük yaşta annesini kaybettiğin için bir kanadı hep kırıktı büyürken, ancak ablası onu hep kolladı, büyüttü, hatta beraber büyüdüler. Akrabaları, komşuları evlerini boş bırakmadı. İyi hatıralar ve derin acılar bıraktı ardında Kasım. Sıcak, içten bir dostluğu, dostlarıyla paylaştığı samimi bir gülüşü vardı. Gülümseyerek yürüdü yolunu. Onun bu topluma dair umudu vardı.
Hayattan öğrendiklerini hayatında hep uyguladı. Arkadaşlarını hep koruyup kolladı. Hep hal hatır sordu, insanların yanında oldu. Geçirdiği bir kaza sebebiyle felç olan arkadaşını hiç yalnız bırakmadı. Çok insan tarafından sevilip sayıldı. 23 senelik ömrüne ardından yakılan uzun, acılı ağıtlar bırakarak veda etti. Bu sene 33 yaşında olacaktı. Belki şimdiye kadar sosyolojiyi bitirecek, belki arkadaşlarıyla anılarına yenilerini ekleyecek ama muhakkak her zaman insan kalbine dokunmayı bilerek yaşayacaktı. Hem öyle yardımsever biri olmasaydı, kendi yolculuğuna katar mıydı sınırların ilerisini? Sınırdaki kamplarda görev almış, gelip gidenlere elinden gelen tüm yardımı tereddütsüz sunmuş, cesur davranmış ve buna rağmen sürekli alçak gönüllü biri olarak kalmayı başarmıştı.
İyi hatıralar ve derin acılar bıraktı ardında Kasım. Sıcak, içten bir dostluğu, dostlarıyla paylaştığı samimi bir gülüşü vardı. Gülümseyerek yürüdü yolunu.
*Portre dizimiz yarın Erdal Bozkurt ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak