6 Haziran 2025 Cuma

HTŞ'nin katliamından kurtulan Alevi kadın: Can güvenliğimiz yok

HTŞ çetelerinin Alevilere yönelik katliamlarından kaçarak Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi topraklarına göç eden F.R. yaşadıkları köyden 50'ye yakın insanın katledildiğini kaydederek, "O günleri hatırladıkça hala irkiliyorum" dedi. 

Cihatçı faşist HTŞ çeteleri iktidarı ele geçirdiği günden beri tıpkı içinden çıktığı DAİŞ ve El Kaide gibi cihatçı örgütlerin kullandığı insanlık dışı yöntemlerdeki gibi kendi mezhebinden, dünya görüşünden olmayan halklara karşı birçok insanlık suçu işledi. Aleviler ve Dürziler başta olmak üzere halklar bu insanlık dışı saldırı ve soykırımların hedefi oldu. Özellikle Alevilere karşı katliamların üstünü "Rejim kalıntılarını temizliyoruz", "Şebbihalara karşı operasyon başlattık" yalanlarıyla örtmeye çalıştı.

Bu katliamlardan kaçan binlerce Alevi kendisi için güvenli bölge olarak gördükleri Rojava/Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi topraklarına göç etti. Ancak binlerce Alevi hala bu saldırıların korkusu ve tehdidi altında yaşamlarını sürdürüyor. Yaşadıkları korkudan kaynaklı, tanıklık ettikleri katliamları anlatmaktan ciddi olarak çekiniyorlar. Suriye'nin sahil bölgelerinden birinden yaşarken katliamdan kurtulup Rojava topraklarına göç eden ve güvenlik sorunu nedeniyle ismini kodlayarak verdiğimiz F.R., ailesiyle birlikte maruz kaldıkları saldırıları ve bölgede yaşanan katliamları ETHA'ya anlattı.

'O ANLARI HATIRLAMAK BİLE İSTEMİYORUM'
Katliam anını şöyle aktardı F.R.: "Cuma günü sabah saat 07.30'da uyandık. HTŞ bize karşı büyük bir saldırı başlatmıştı. Gerekçeleri evde silah olup olmadığını kontrol etmekti. Seslere uyandığımızda kapıları kırarak mermi yağdırmaya başladılar. Mermi sesleriyle panikledik. Çıldırmış gibi saldırmaya başladılar. Evimizde silah olduğunu söylediler ve bu gerekçeyle evimize girdiler. Fakat silah aramaya gelmemişlerdi. Bizi öldürmeye gelmişlerdi, oğlumun ve eşimin başına silah dayadılar. Bizi tehdit etmeye başladılar, silahları istediler. O anlar aklıma geldikçe irkiliyorum. Oğlum yara aldı. Çok kötüydü o anları hatırlamak bile istemiyorum. Diğer evlerdeki bütün genç erkekleri götürdüler ve katlettiler. Köyümüzde 50'ye yakın insan katledildi. Kadınları katletmeye başladılar. Evlere girip hırsızlık yaptılar. Bizim de evimizdeki paraların ve eşyaların hepsini aldılar. Bize hiçbir şey bırakmadılar. Alevi olduğumuz için bize kafir gözüyle bakıyorlar bu yüzden böyle bir saldırıya uğradık."

'KORKUYLA YAŞADIK' 
Köydeki genç erkeklerin köy meydanında toplanıp dövüldüğünü aktaran F.R., "Silahlı olduğu gerekçesiyle bu kadar genci katlettiler. Oysaki rejim ilk düştüğünde gelip herkesin silahlarını teslim etmesini istemişti. Zaten o zaman herkes silahını teslim etmişti. Silahlar teslim edildikten sonra bu katliamlar başladı. Daha sonra kendimizi hiç güvende hissetmedik. Korkuyla yaşadık. Bunun nedeni neydi? Alevi olduğumuz için bu saldırıları yaşadık. Neden bize bunu yapıyorlar? Çünkü biz onların dininden değiliz. Biz onlara ne yaptık? Tek isteğimiz bize insani gözle bakmalarıdır. Ne zamana kadar bu durumda olacağız" dedi.

'BURADA GÜVENDE HİSSEDİYORUZ'
Yaşadıkları saldırılardan kaynaklı can güvenliklerinin olmadığını dile getiren F.R., "Bu zulümden ve korkulardan kaçarak QSD denetimindeki alanlara geldik. Kendimizi burada güvende hissediyoruz. Kendilerindenmişiz gibi bizi karşıladılar. Burada kendimi güvende hissettim. Rahat uyuyabiliyorum. Çocuklarımızla beraber güvenlik içerisinde yaşayabileceğimiz bir hayat dışında bu dünyadan hiçbir talebimiz yok. Uluslararası güçlerden ve QSD'den talebimiz güvenlik içerisinde yaşayabilmemiz için bizleri korumalarıdır. Korku ve panik içerisinde yaşamak istemiyoruz. Sesimizin bütün uluslararası kurumlara ulaşmasını istiyoruz. Bütün insanlar gibi güvenlikli bir ortamda yaşamak istiyoruz."