Boşanma davaları öncesi arabuluculuk sistemi devreye sokulacak

Aile içi kadına yönelik şiddeti, boşanma aşamasında katledilen kadınları yok sayan Bakan Tunç, boşanma davalarında arabulucuk uygulaması getirmeye çalıştıklarını söyledi.
AKP-MHP kadın düşmanlığını ve "aile yılı" politikalarını derinleştiriyor. Erkek egemen sistem şimdi de boşanma davalarında arabuluculuk uygulamasıyla; nafaka, mal paylaşımı ve tazminat gibi davaların boşanma davalarından ayrı görülerek kadınların ekonomik hak ve güvencelere erişimini engellemek, kadınları "şef tipi aileye" hapsetmek istiyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, boşanma davalarıyla, maddi tazminat, nafaka ve mal rejimini ayırmak gerektiğini söyledi. Boşanmayı bir an evvel kesinleştirip diğer davaları devam ettirmek gerektiğini, ikisi beraber sürdüğünde bu çekişme davalarının uzadığını belirtti.
Boşanma davası öncesi arabulucuya gidilmesi gerektiğini "Avrupa ülkelerinin çoğunda var" diyerek savunan Yılmaz, kadına yönelik aile içi şiddeti yok saydı; boşanma aşamasında gerçekleşen kadın katliamlarını, kadının erkeğin ailesi tarafından tehdit edilmesini, boşanmadan vazgeçmeye zorlamasını, çocukların velayet adı altında istismarını unuttu ve şunları öne sürdü: "Boşanma davası öncesi tarafların belki küçük bir tartışmadan kaynaklanarak büyüyen, aslında aralarında geçimsizlik yokken sadece bir kızgınlık nedeniyle bir avukata yazdırdığı dilekçe, çünkü kusuru ispatlamak için dilekçede ağır itham oluyor. O ithamla karşılaşan karşı taraf dilekçeyi aldıktan sonra bir daha evliliğin düzelmemesi, ilk duruşmaya kadar taraflar birbirine tam şekilde düşman oluyor. Duruşmaya geldiklerinde ailenin bütün mahremiyeti, herkesin önüne dökülüyor. Çocuklar örseleniyor. Velayet konuları, nafaka tartışmalar. O nedenle bu konuyu kökten çözeceğiz."