FHKC'den Nakba açıklaması

Nakba'nın 77. yılında "Gazze'den Batı Şeria'ya, Kudüs'ten 1948 topraklarına, mülteci kamplarından zorunlu sürgüne kadar anavatan ve diasporadaki" halkın direnişini selamlayan FHKC, acil yerine getirilmesi gerekenleri sıraladı.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Nakba'nın 77. yıldönümüne dair açıklama yayınladı. "Ya Filistin ya da nesiller boyu ateş" başlıklı açıklamada, "Yenilenen Nakba karşısında direniyor, saflarımızı birleştiriyor; geri dönüş ve kurtuluş yolunda ilerliyoruz" denildi.
'İNSANLIK TARİHİNİN ACI DOLU BİR DÖNEMİNİNİ 77. YILDÖNÜMÜ'
Açıklama, şöyle devam etti: "Ey anavatandaki ve diasporadaki vefakar halkımız. Ey Arap ulusunun özgür insanları. Ey tüm dünyadaki özgür halklar. Bugün, siyonist çetelerin, sömürgeci güçlerin tam desteğiyle modern çağın en korkunç suçlarından birini işlediği, Filistin halkına karşı sistematik etnik temizlik uyguladığı, onları yerlerinden ettiği, yüzlerce şehir ve köyü yok ettiği ve anavatanımızın yıkıntıları üzerine ırkçı bir yerleşimci devlet diktiği Nakba'nın, açık ve kapanmayan yaramızın ve insanlık tarihinin acı dolu bir dönemecinin 77'nci yıldönümü.
'GAZZE ŞERİDİ'NDE DAHA KANLI VE BARBARCA BİR ŞEKİLDE TEKRARLANMAKTADIR'
"Nakba, halkımızın tarihinde çok kritik bir anı ve siyonist projenin Filistin ulusal kimliğini ve varlığını silmeyi, toprağı mülksüzleştirmeyi ve Filistin halkını yerinden etmeyi amaçlayan sömürgeci, ırkçı ve çıkarcı bir araç olarak doğasının derin bir ifşasını temsil ediyordu. O günden beri Nakba'nın farklı boyutlardaki bölümleri durmadı; öldürme, katliamlar, sürgün, ayrımcılık, yoksullaştırma ve kuşatma sürekli devam etti. Bugün Nakba sahnesi, halkımızın çağdaş tarihte eşi benzeri görülmemiş bir soykırım savaşına maruz kaldığı, işgal makinesinin en korkunç öldürme, yıkım, aç bırakma ve yerinden etme biçimlerini gerçekleştirdiği, boğucu bir kuşatma, uluslararası suç ortaklığı, BM sessizliği ve doğrudan ABD ortaklığı ile hastanelerin, okulların ve göçmen kamplarının bombalandığı Gazze Şeridi'nde daha kanlı ve barbarca bir şekilde tekrarlanmaktadır.
'HALKIMIZIN DİRENCİNİ SELAMLIYORUZ'
"Filistin Kurtuluş Halk Cephesi olarak, bu acılı yıldönümünde, Gazze'den Batı Şeria'ya, Kudüs'ten 1948 topraklarına, mülteci kamplarından zorunlu sürgüne kadar anavatan ve diasporadaki halkımızın direncini selamlıyoruz ve bu bağlamda aşağıdaki hususları vurguluyoruz:
🔹Siyonist işgal devleti ile olan mücadelemiz, halkımızın geri dönüş hakkı, kendi kaderini tayin hakkı ve başkenti Kudüs olan tüm ulusal topraklar üzerinde bağımsız bir Filistin devleti kurulması da dahil olmak üzere tam ulusal hakları elde edilmeden çözülmeyecek kapsamlı bir tarihi mücadeledir. Filistin sorunu, Nakba'nın kökleri ortadan kaldırılana ve işgal sona erene kadar Arap-Siyonist çatışmasının özünü oluşturmaya devam edecektir.
🔹Nakba'ya ve onun sonuçlarına verilecek gerçek yanıt, birleşik bir direniş cephesi inşa etmek, başta silahlı mücadele olmak üzere direnişin tüm biçimlerini benimseyen kapsamlı bir ulusal strateji formüle etmek, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü (FKÖ) ortaklık ve demokrasi temelinde ve ulusal mutabakat kararlarına uygun olarak kapsayıcı ve birleşik bir ulusal çerçeve olarak yeniden kurmak, dışlayıcılık ve hegemonya yolunu tıkamak, halkımızın enerjisini en iyi şekilde değerlendirmek ve kurtuluşa ve geri dönüşe kadar işgale karşı direnme iradelerini ifade etmelerini sağlamakla mümkündür.
'EN ÖNEMLİ ÖNCELİĞİMİZ SOYKIRIM SAVAŞINI DURDURMAK'
🔹Bu sürekli suçların bölümleri ışığında, bugünün en önemli önceliği Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yönelik soykırım savaşını durdurmak, acılarına son vermek, kuşatmayı kırmak, yeniden inşayı başlatmak ve halkımızın devredilemez ulusal haklarına dayalı siyasi bir süreç başlatmaktır.
🔹'İbrahim Anlaşmaları', yeni bir Ortadoğu ve Filistin davasını tasfiye etmeyi amaçlayan diğer şüpheli planlar gibi sömürgeci yayılmacı projelerin örtüsü altında yeni Nakbalar dayatma girişimlerine karşı uyarıyoruz.
🔹Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) tasfiye etme girişimleriyle yüzleşmek, mülteci meselesini ve geri dönüş hakkını ortadan kaldırmayı amaçlayan siyonist-Amerikan planları ışığında büyük önem taşımaktadır. UNRWA'nın Gazze'deki tesislerinin yıkılması, çalışanlarının hedef alınması, Kudüs'teki kurumlarının kapatılması ve Batı Şeria'daki çalışmalarının engellenmesi, mülteci meselesini tasfiye etmeye yönelik sistematik bir planın parçasıdır.
🔹Oslo Anlaşması'ndan ve sonuçlarından tamamen kurtulma, Filistin Yönetimi'nin bundan kaynaklanan yükümlülüklerine son verme, Güvenlik Koordinasyonu'nu ve direnişe yönelik her türlü kovuşturmayı durdurma, şehit ailelerine, mahkumlara, yaralılara ve kurtarıcılara tahsis edilen ödeneklere karşı alınan tüm tehlikeli ve keyfi kararları geri alma, ABD-siyonist projelerine olan her türlü bağımlılığı kırma ve özgür Filistin halk iradesini ifade eden birleşik bir mücadele alanı inşa etme çağrımızı yineliyoruz.
🔹Ulusumuzun halkları, aydınları ve toplumsal güçleri, halkımızın direnişini desteklemek, halkımıza karşı yürütülen imha savaşına karşı çıkmak, siyonist düşmanla her türlü normalleşmeyi reddetmek ve yeni sömürgeci hegemonya projesine ve bölgeyi parçalama planlarına karşı çıkmak için ayağa kalkmalıdır.
'YEMEN HALKININ KARARLILIĞINI, LÜBNAN HALKININ DİRENİŞİNİ TAKDİRLE KARŞILIYORUZ'
🔹Yıllardır saldırı ve kuşatmaya maruz kalmasına rağmen bugün de -cesur duruşları, toplumsal ve resmi girişimleriyle- davamızı desteklemeye devam eden ve Gazze'yi desteklemek için siyonist varlığın derinliğini etkileyen yeni caydırıcı denklemler dayatarak kader ve saha birliğini teyit eden kardeş Yemen halkının kararlılığını takdirle karşılıyoruz. Ayrıca, halkımız ve direnişi için sağlam bir destek ve Filistin'i savunma savaşında bir ortak olan, siyonist varlık karşısında direniş cephelerinin uyumunu teyit eden kahraman Lübnan Direnişi'ni de selamlıyoruz.
🔹Washington sokaklarından ve üniversitelerinden, Londra'dan, Madrid'den, Brüksel'den, Johannesburg'dan ve dünyanın tüm başkentlerinden ve şehirlerinden Gazze'yi desteklemek, saldırıyı reddetmek ve halkımızın adil haklarını desteklemek için yükselen dayanışma çığlıklarına büyük değer veriyoruz. Artan uluslararası dayanışma, savaşı durdurma ve kuşatmayı kırma, işgalin suçlarını ifşa etme ve uluslararası düzeyde hesap sorma mücadelesinde ileri bir cephe oluşturmaktadır.
'TÜM ALANLARDAKİ DİRENİŞÇİLERİMİZE SELAM OLSUN'
"Ey halkımızın kitleleri. Arap ulusumuzun evlatları. Dünyanın özgür insanları. Nakba'nın yıldönümünde halkımıza, şehitlerimizin ruhlarına, tutsaklarımıza ve yaralılarımıza verdiğimiz sözü yineleyerek, Halk Cephesi'nin her zaman hak ve adaletin sesi, direnişin kalkanı, ulusal değerlerin koruyucusu ve zaman aşımına ya da pazarlığa tabi olmayan geri dönüş hakkının kararlı savunucusu olarak kalacağını vurguluyoruz. Bilge George Habaş'ın dediği gibi: 'Siyonizm mikrobunun Arap topraklarında varlığı devam ettikçe, nesillerimizin geleceğini garanti altına alamayız.' Tüm alanlardaki direnişçilerimize selam olsun. İşgal zindanlarındaki tutsaklarımıza selam olsun. Şehitlere şan ve ölümsüzlük. Mutlaka biz kazacağız"