12 Mayıs 2025 Pazartesi

Erlau işçileri direnişi Almanya Başkonsolosluğu'na taşıdı

Birleşik Metal-İş, Gebze'deki Alman menşeili Erlau fabrikasında sendikalı oldukları için işten atılan 25 işçi için direnişi Almanya Başkonsolosluğu önüne taşıdı. İktidarın ülkeyi emekçiler için cehenneme, yabancı sermaye içinse cennete çevirdiği kaydedilen eylemde, işten atılan işçilerin derhal işe iadesi, sendikanın tanınması ve çok uluslu şirketlerin yasalara uygun hareket etmesi talep edildi.

Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), Gebze'de bulunan Alman menşeili Erlau fabrikasında sendikalı oldukları için işten atılan ve 29 gündür direnişi sürdüren 25 işçiyle beraber Beyoğlu'nda bulunan Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, sendika yöneticileri, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri katıldı. "Sendika hakkımız engellenemez" pankartının açıldığı eylemde, "Sendika haktır engellenemez", "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı.

'ÜLKE YABANCI SERMAYE İÇİN CENNETE ÇEVRİLDİ'
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, Çalışma Bakanlığı'ndan Alman Başkonsolosluğu ve elçiliğine; sürece dahil olan tüm kurumlarla iletişime geçtiklerini ancak tüm çabaların sonuçsuz bırakıldığını söyledi. Üç gün önce Çalık Holding önünde holding korumaları tarafından darp edilerek katledilen Erol Eğrek'i hatırlatan Atar, "Türkiye işçi sınıfı açısından yasal haklarını aramanın bedeli ölüm oluyor, Erlau işçileri gibi işinden olmak oluyor, baskılar, mobbingler oluyor. AKP iktidarı ülkeyi emekçiler için cehenneme, yabancı sermaye içinse her türlü seferberliğin ilan edildiği bir cennete çevirdi" dedi.

Ardından Erlau fabrikasında sendikal hak ihalllerine ilişkin hazırlanan rapor kamuoyuyla paylaşıldı.

SIFIR ZAM DAYATMASI ÜZERİNE SENDİKALI OLDULAR
2025 yılı için sıfır zam dayatması yapılmasının üzerine işçilerin, sendikal haklarını kullanarak Metal-İş'e üye olduğu kaydedilen raporda, "İşveren vekili genel müdür Orkun Şen, çalışanlara yönelik sistematik hakaretlerde bulunmakta; cinsiyet, pozisyon ve yaş gözetmeksizin işçilere 'aptal', 'gerizekalı' ‘gibi onur kırıcı' ifadelerle hitap etmektedir. Ayrıca, az sayıda işçiye yüksek iş yükü dayatarak sürekli üretim baskısı kurmuştur. Bu nedenlerle son yıllarda onlarca, hatta yüzlerce işçinin işten ayrılmak zorunda kaldığı bilinmektedir. Sendikamız, Erlau iş yerinde 21 Şubat 2025 tarihinde 29 işçinin üyeliğiyle çoğunluğu sağlamış ve toplu iş sözleşmesi yetkisi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvuruda bulunmuştur. Bakanlık, yaptığı inceleme sonucunda sendikamızın olumlu yetki tespitini hem tarafımıza hem işverene tebliğ etmiştir. Ancak işveren bu yetki tespitine itiraz ederek süreci uzatmıştır. Bu süreçte üyelerimiz, yasal hakları çerçevesinde çay ve yemek molalarında kokart takarak, alkışlı ve sloganlı protesto eylemleriyle tepkilerini göstermiştir" ifadeleri kullanıldı.

'DİRENİŞTEKİ İŞÇİLERİN ÜZERİNE ARAÇLARINI SÜRDÜLER'
Erlau patronunun sendikal örgütlenmeye düşmanca yaklaştığı ve yetki süreci sonrası sendikaya üye olan 23 işçiyi tazminatsız işten attığı kaydedilen raporda, bu durumun anayasada yer alan sendikal hakların ve ILO sözleşmelerinin açık ihlali olduğu vurgulandı. İşten atmalar sonrası 14 Nisan'da fabrika önünde direnişin başladığı dile getirilen raporda, "Bu süreçte sendikamızın genel başkanı ve merkez yönetim kurulu üyeleri, genel müdür Orkun Şen ile temas kurmuş; ancak hiçbir olumlu adım atılmamış, sendika karşıtı tavır sürdürülmüştür. 12 Nisan'da üyemiz Abdullah Özkoç'un tazminatsız olarak işten çıkarılmasının ardından fabrika önünde direniş başlamış; 18 Nisan'da 22 üyemiz daha, genel müdürün 'bu sendikayı kesinlikle buraya sokmayacağım, üye olan herkesi işten çıkaracağım' sözlerinin ardından işten atılmıştır. 8 Mayıs 2025 tarihinde şirketin sahibi Herr Rieger'in fabrika ziyareti sırasında, görüşme taleplerimiz reddedilmiş; çıkışta protesto eden işçilere karşı Herr Rieger ve genel müdür Şen araçlarını işçilerin üzerine sürerek provokatif ve tehlikeli bir tutum sergilemişlerdir" denildi.

'İŞÇİLER DERHAL İŞE GERİ ALINSIN'
Sendikanın çözüm için her türlü diyalog kanalını işlettiği ancak çağrılara hiçbir yanıt alamadığı kaydedilen eylemde, işten çıkarılan tüm işçilerin derhal işe geri alınması, sendikanın tanınarak toplu sözleşme sürecinin başlatılması ve Türkiye'de faaliyet gösteren tüm çok uluslu şirketlerin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yasaları, ILO sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun hareket etmesi talep edildi.