14 Ağustos 2025 Perşembe

BM'den Alevi katliamı açıklaması: Suriye'deki olaylar muhtemel savaş suçu

Cihatçı faşist HTŞ çetesinin Alevilere yönelik katliamına ilişkin rapor yayımlayan BM Suriye Soruşturma Komisyonu, "Bu eylemler, geçici hükümetin güçlerinin üyeleri ve onlarla birlikte veya yakınlarında faaliyet gösteren özel şahıslar ile eski hükümet yanlısı savaşçılar veya sözde 'kalıntılar' tarafından gerçekleştirildi. İhlaller, savaş suçu teşkil edebilecek eylemleri de içeriyordu" dedi. 

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye'de cihatçı faşist HTŞ'nin gerçekleştirdiği Alevilere yönelik katliamın "muhtemel savaş suçu" oluşturduğunu açıkladı.

'SAVAŞ SUÇU TEŞKİL EDEBİLECEK EYLEMLERİ DE İÇERİYORDU'
BM Suriye Soruşturma Komisyonu, ocak ayından itibaren süren katliama ilişkin bir rapor yayımladı ve savaş suçu teşkil edebilecek eylemlerin işlendiğini tespit etti. BM tarafından yayımlanan 66 sayfalık şiddet raporuna ilişkin yapılan duyuruda şu ifadelere yer verildi: "Alevi toplulukları hedef alan ve mart ayı başında katliamlarla doruğa ulaşan şiddet olayları arasında cinayet, işkence ve ölülerin muamelesine ilişkin insanlık dışı eylemler, yaygın yağma ve evlerin yakılması yer aldı. Bu olaylar on binlerce sivilin yerinden edilmesine neden oldu. Bu korkunç eylemlerin bazıları, sivillerin istismar ve aşağılanma görüntüleriyle birlikte filme alınarak sosyal medyada yayıldı. Bu eylemler, geçici hükümetin güçlerinin üyeleri ve onlarla birlikte veya yakınlarında faaliyet gösteren özel şahıslar ile eski hükümet yanlısı savaşçılar veya sözde 'kalıntılar' tarafından gerçekleştirildi. İhlaller, savaş suçu teşkil edebilecek eylemleri de içeriyordu.

'GÜVENSİZLİK ORTAMININ OLUŞMASINA KATKIDA BULUNMUŞTUR'
"Birçok yerde belgelenen rahatsız edici bir cinayet modelinde, erkekler önce Alevi mezhebine mensup oldukları tespit edildikten sonra kadın ve çocuklardan ayrılıp dışarı çıkarılarak infaz edildi. Cesetler günlerce sokaklarda bırakıldı, ailelerin dini törenlere uygun olarak cenaze törenleri düzenlemesi engellendi, diğerleri ise uygun belgeler olmadan toplu mezarlara gömüldü. Cesetler yığıldıkça hastaneler aşırı yüklenmeye başladı. Tartus ve Lazkiye'deki tıbbi tesisler, şiddetin önceki aşamasında eski hükümet yanlısı savaşçılar tarafından gerçekleştirilen saldırılar sonrasında zaten kapasitelerinin sınırlarına ulaşmıştı. Endişe verici bir şekilde, komisyon, kadınların kaçırılması, keyfi tutuklamalar ve zorla kayıplar ile mülklerin yağmalanması ve işgalinin devam etmesi dahil olmak üzere, etkilenen birçok bölgede devam eden ihlaller hakkında bilgi almaya devam etmektedir. Meydana gelen aşırı şiddet, topluluklar arasındaki mevcut ayrılıkları derinleştirmiş ve ülke genelinde birçok Suriyeli arasında korku ve güvensizlik ortamının oluşmasına katkıda bulunmuştur."