Ateşkese rağmen gerillaya saldırılar sürüyor

Öcalan'ın çağrısının ardından PKK'nin ateşkes ilanına rağmen gerilla alanlarına dönük saldırılar sürüyor. İşgalci Türk devleti hiçbir şartı yerine getirmezken, PKK'ye tasfiye dayatıyor. Gelişmelere ilişkin açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, gerilla alanlarına "teslim ol" çağrısı içeren bildiri atılmasına tepki gösterdi. Öcalan'ın çağrısının ardından ateşkes ilan edildiğini hatırlatarak, AKP-MHP iktidarının atması gereken adımları atmadığına dikkat çekti. "Koşullar sağlanırsa gerekli adımları atacağımızı söyledik" diyen Karasu, iktidarın meclisi devreye sokup siyasi ve hukuki zemini yaratması gerektiğini söyledi.
PKK lideri Abdullah Öcalan 27 Şubat'ta kamuoyuna Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı yaptı. PKK Yürütme Komitesi ve Halk Savunma Merkezi (HSM) bu çağrı sonrası 1 Mart'ta ateşkes kararı aldı. Ancak bu karara rağmen işgalci Türk ordusu Medya Savunma Alanlarına saldırılarını aralıksız sürdürüyor.
Saldırılar bir yandan sürerken Türk devleti halen hukuki ve siyasi bir düzenleme yapmadı, Öcalan'ın yaşam ve çalışma koşullarının değiştirilmesine yönelik adım atmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan asıl amacının PKK'nin tasfiyesi olduğunu, "Şayet verilen sözler tutulmaz, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa, günah bizden gider. Halen devam eden operasyonlarımızı gerekiyorsa taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadan sürdürürüz" sözleriyle ifade etmişti.
Gerilla alanlarına yönelik saldırılarda kimyasal gaz, fosfor bombaları, yasaklı patlayıcılar, savaş uçağı, ağır silah, top ve obüs gibi birçok silah kullanılıyor. HPG BİM'in yaptığı açıklamada, 11 Nisan'da Girê Cûdî Direniş Alanı'ndaki tünellere kimyasal silah ve yasaklı patlayıcılarla gerçekleştirilen saldırıda Besê ve Mîtra adlı gerillalar şehadete ulaştığı bilgisi paylaşılmıştı.
ATEŞKES KARARINA RAĞMEN ASKERİ İŞGAL SALDIRILARI SÜRÜYOR
Bu saldırılara bir yenisini ekleyen işgalci Türk devleti, 28 Nisan'da Bitlis'in Tatvan ve Hizan ilçelerine bağlı kırsal alanda askeri saldırılar başlattı. Hizan'a bağlı Aladana Köyü sınırları içerisinde bulunan yaylalarda giriş çıkışlar yasaklandı.
HPG Basın İrtibat Merkezi saldırılara ilişkin 27 Nisan'da yaptığı açıklamada şunlara dikkat çekti: "Tüm kamuoyunun çok iyi bildiği gibi, Kürdistan özgürlük gerillası 1 Mart 2025'ten itibaren ateşkes pozisyonuna geçmiştir. Ancak işgalci Türk ordusunun saldırılarının yoğunluğunda bir değişiklik olmamıştır. Havadan ve karadan gerçekleştirdiği saldırılarla birlikte özellikle son süreçte tünel ve mevzilerimize karşı kimyasal silah ve yasaklı patlayıcı saldırılarını arttırmıştır."
MSA'YA 748 SALDIRI GERÇEKLEŞTİ
HPG'nin 29 Nisan'da yaptığı açıklamada, işgal saldırılarının sürdüğüne dikkat çekti. İşgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları'na yönelik havadan ve karadan 748 saldırı gerçekleştirildiğini duyurdu.
İşgalci Türk devletinin Kürdistan'a dönük saldırıları sadece gerilla alanlarına yapılanlarla sınırlı değil. Türk devleti Kürt halkına dönük düşmanlığında sınır tanımadı ve çocuk katliamlarını sürdürdü. Kobanê'nin Berxbotan köyüne dönük 17 Mart günü gerçekleştirilen SİHA saldırısında, Ebdo ailesinden anne, baba ve 7 çocuğu katledildi. Saldırıda Ronîda Osman Ebdo ve 7 yaşındaki Narîn Osman Ebdo yaralandı. Ronîda Ebdo'nun tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmesiyle birlikte 10 kişi katledilmiş oldu.
İşgalci Türk devleti, 28 Ocak'ta da Kuzey ve Doğu Suriye'nin Cizîr Kantonu'na bağlı Zirgan kentinin Um Hermel köyünü bombaladı. Aynı aileden aralarında bir çocuğunda olduğu 3 kişiyi katletti, 8 kişiyi yaraladı.
TUTARSIZLIK DEVLETE AİT
Öcalan'ın çağrısının ardından Türk devleti, henüz yasal ve hukuksal değişimlerle ilgili adımlar atmadı. "Umut hakkı" başta olmak üzere İmralı'da tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın koşullarında hiçbir tutarlı değişim sağlanmadı.
KARASU: ÇÖZÜM İÇİN MECLİS DEVREYE GİRMELİ
KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu da bu gerçekliğe dikkat çekti. Kürt sorunu ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesi sorununun siyasi ve hukuki zemine taşınmaması, buna yönelik kararlar alınmaması ve meclisin devreye girmesinin sorumlusunun AKP-MHP hükümeti olduğuna işaret eden Karasu, siyasi ve hukuki sürecin oluşturulması yönünde atılacak adımlar konusunda kamuoyunun kaygılı olduğuna işaret etti.
'KOŞULLAR SAĞLANIRSA GEREKLİ ADIMLARI ATARIZ'
Karasu konuya dair şu değerlendirmeleri yaptı: "Böyle bir sürecin belirli aşamalara varması, gelişmesi açısından Meclis'in devreye girmesi şarttır. Meclis devreye girmeden, önemli kararlar almadan nasıl olacak? Herhangi bir bakanın sözünün, herhangi birinin sözünün ne anlamı olacak? Meclisin içinde olmadığı bir çözüm, çözüm olamaz. Bu bakımdan evet, bizim de bir niyetimiz, yaklaşımımız var. Koşullar sağlanırsa gerekli adımları atacağımızı söyledik. Bu konuda bir sorun yok. Sorun, bu hükümet hangi adımları atacak? Meclisi devreye sokup siyasi ve hukuki zemini nasıl yaratacak? Asıl tartışılması gereken budur. Yoksa 'kongre yapılsın, silahlı mücadele durdurulsun' deniyor. Böyle olmaz."
Gerilla alanlarına dönük saldırıların hala sürdüğüne işaret eden Karasu, "Şimdi kendisini ucuz bir kahraman yapmak için, 'biz bitirdik, şöyle yaptık, böyle yaptık' demek için bu saldırıları sürdürüyorlar. Önderlik çağrı yaptı. Hala helikopterlerden, uçaklardan gerilla alanlarına 'teslim ol' çağrısı yapıyorlar. Şu utanmazlığa bak! Bu gerilla size teslim olur mu? Sanıyorlar ki önderlik süreç başlattı, çağrı yaptı; bu ortamda biz böyle yaparsak gerilla teslim olabilir. Zaten bu anlayış nedeniyle, 50 yıla yakındır bu savaş sürüyor. Bu anlayış nedeniyle Kürt sorunu bir türlü çözülemiyor" dedi. Karasu, sömürgeci Türk devletinin bu pratiğinin "süreci" sabote etmek anlamına geldiği değerlendirmesinde bulundu.