HBDH: 33 düş yolcusu Rojava Devrimi'nde yaşıyor

Rojava Devrimi'nin 13. yıldönümünü selamlayan ve Suruç katliamında ölümsüzleşen 33 düş yolcusunu anan ve HBDH YK, "Onlar ve daha niceleri, Rojava Devrimi ve onun şahsında devam eden mücadelemize ışık tutmaya, yolumuzu aydınlatmaya ve zaferi müjdelemeye devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 19 Temmuz Rojava Devrimi'nin ve 20 Temmuz Suruç katliamının yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
'ROJAVA DEVRİMİ ÖZGÜR YAŞAM UMUDU OLARAK DOĞDU'
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Yaşamın kendisi umudu sadece vadeden değil, onu doğurandır. Umut ise yaşamın kendisidir. Bir anlamda umut, yaşamın varoluş ve anlamla bütünleşerek özgürlük ahengi ile akmasını sağlayan en önemli gerçekliktir. Eğer varoluş özgürlükle anlam kazanılan bir şey ise özgür yaşam, insanlığın umududur. İşte Rojava Devrimi de tam on üç yıl önce, insanlık için bir özgür yaşam umudu olarak doğdu. Bu, sadece Ortadoğu'da değil, dünyanın birçok yerinde böyle kabul gördü. Rojava Devrimi, Kürt halkının kendi deneyim ve pratikleriyle yol aradığı, yol yaptığı bir devrim olmakla birlikte, başta Ortadoğu olmak üzere dünya ezilen emekçi halkların, ezilen kadınların da devrimi olarak tarihteki yerini aldı, almaya devam ediyor. İnsanlığı ve onun tüm değerlerini eriten çürümüş kapitalist hegemonyaya karşı halkların imkansızlığından doğup yeni bir yaşam umudu haline gelen, sömürgeciliğe ve halkların birbirine düşmanlaştırılmasına karşı Kürt, Arap, Ermeni, Türkmen, Asuri, Süryani, Çeçen halklarının özgür, eşit biçimde birlikte özgür yaşamı inşa etme iradesiyle var olan bir devrimdir. Ortadoğu ve özelde Kürdistan gerçekliğine dayatılan kaderi ve laneti tersyüz ederek erkek egemen sistemin yok saydığı kadınların, öncüsü olduğu bir devrimdir. Dolayısıyla Rojava Devrimi, tüm varoluş gerçekliği, dayanakları, ödenen bedelleri ve gerekçeleriyle bir bütün olarak halkların kurtuluş ve özgürlük arayışının büyüyen tek umudu haline gelmiştir. 13. yıldönümünde halkların, kadınların, emekçilerin devrim mücadelesini büyük coşku ve kararlılıkla selamlıyor, bu uğurda yaşamlarını feda etmiş şehitlerimizi minnetle anıyoruz.
'ROJAVA DÜNYANIN HER YERİNDEN ENTERNASYONALİSTİN İZİNİ TAŞIMAKTADIR'
"Özgür yaşamın arayışları da bunun zemini olan devrimler de bedelsiz gerçekleşmemiştir. Bedel, en ağır biçimiyle de gerçekleşse devrim, ödenen bedellerin üzerinde inşa olur. Bu, yalnızca o bedellere layık bir yaşam ve mücadele ile gerçekleşebilir. Dünya siyasi tarihinin güncel son devrimi olan Rojava Devrimi de büyük bedelleri ve yürütülen amansız kavga ile 14. yılına giriyor. Atılan her adım, verilen her emek sömürgeci-soykırımcı zihniyete ve onun temsilcisi olan küresel-bölgesel güçlere, DAİŞ-El Nusra-SMO-HTŞ çetelerine ve her türden işbirlikçi ve ihanetçi oluşumlara vurulan birer darbedir. İnsanlık için hiçbir yaşam umudu bırakmamış ve dünya hegemon sitemin son evresi olan kapitalizme karşı durmanın bütün yollarını açmak da bu atılan adımlar ve verilen emekler sayesindedir. Öyle ki bu karşı duruşun en önemli zeminlerinden biri olan Rojava Devrimi, dünyanın birçok yerinden akın akın Kürdistan'a gelen enternasyonal kadın ve erkeklerin ayak izlerini, ruhlarını ve bedenlerini taşımaktadır.
'33 DÜŞ YOLCUSUNUN MÜCADELESİNE BAĞLILIĞIMIZI YİNELİYORUZ'
"Bu enternasyonal, anti-kapitalist, anti-emperyalist ve anti-faşist duruşun en büyük adımlarından biri de 33 düş yolcusudur. Tarihsel bilinç ve sorumlulukla, 20 Temmuz 2015'te Urfa'nın Suruç ilçesinin Amara Parkı'nda bir araya gelerek 'Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz' şiarı ile Rojava Devrim'inin emeklerine emek, ruhuna ruh katmak ve halkları hapseden sınırları aşıp Kobanê'ye geçmek isteyen 33 devrimci sosyalist genç, bu yolun düş olmadığını herkese gösterdi. Faşist Türk devletinin DAİŞ eliyle gerçekleştirdiği bombalı saldırıda aramızdan ayrılmış olsalar da onlar, tüm sınırları aşmış, devrimi büyütmüşlerdir. Katledilişlerinin 10. yılında 33 düş yolcusunu saygı, sevgi ve minnetle anıyor, mücadelelerine bağlılığımızı, bunu zafere taşıma kararlılığımızı yineliyoruz.
'ROJAVA'YI KORUMAK SADECE BİR TOPRAK PARÇASINI KORUMAK DEĞİLDİR'
"Bugün yaşanan gelişmeler gösteriyor ki canlarını feda edenlerin arkasında yürümekten ve onlara bağlı kalmaktan başka bir yolumuz yoktur. Son birkaç aydır süregelen çözüm arayışlarının da bu çizgi dışında sonuca ulaşma şansı olmadığı anlaşılmaktadır. Sürecin en önemli aktörü ve yürütücüsü olan Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın vurguladığı gibi '...Ortadoğu toplumunun insanlık kadar eski tarihini olanca toplumsal zenginliği içinde demokratik modernitenin toplumsal değerleriyle kaynaştırarak, özellikle günümüzde zihniyetini ve iradesini taşırmadığı tek bir toplumsal gözenek bırakmayan kapitalist modernite hegemonyacılığına karşı dikilmek, özsavunma yapmak ve yeniden inşalara yönelmek en kutsal görevdir.' Bu nedenle Rojava Devrimi'ni korumak sadece bir toprak parçasını korumak değildir. Aynı zamanda onun tüm manevi değerlerine karşı devrimci tutumla layık bir yaklaşım ortaya koymaktır. Nitekim henüz 2015'in Temmuzunda yola çıkarak Rojava'nın yeniden inşasında rol ve öncülük yapmak isteyen 33 devrimci sosyalist gencin yaklaşımı tam da bu olmuştur.
'33 DÜŞ YOLCUSU YOLUMUZU AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR'
"Halihazırda Türkiye, İran ve Irak başta olmak üzere tüm Ortadoğu'da yaşanan hızlı gelişmeler içinde Kuzey-Doğu Suriye halklarının geleceğini de yakından ilgilendiren bu süreçte, Suriye'nin başına getirilen HTŞ-SMO çetelerinin, Dürzi ve Alevi halklara yönelik yürüttüğü katliam politikalarının 33 düş yolcusunun ısrar ettiği yolun dışına çıkmanın en büyük tehlike olduğunu da ispatlamıştır. Elbette onların öncesi ve sonrasında da bu çizgi korunmuştur ve bundan sonra da bundan vazgeçilmeyecektir. Bu, Ortadoğu halklarının özgür ve eşit bir yaşama ulaşmasının ancak birleşik bir devrimle olacağına olan inancı da büyütmüştür. Onlar ve daha niceleri, Rojava Devrimi ve onun şahsında devam eden mücadelemize ışık tutmaya, yolumuzu aydınlatmaya ve zaferi müjdelemeye devam edecektir. Yaşasın Rojava Devrimi! Kahrolsun sömürgeci soykırımcı güçler! 33 düş yolcusu ölümsüzdür!"